DEŞİFRELER

Ahmet Priştina Kent Arşivi ve Müzesi Sunar…

Sabahleyin rüzgâr yön değiştirdi, yangın da hafifledi. Ancak birkaç gün daha, için için sürdü. Arada sırada Yunanlıların gizli cephaneliklerinden de patlamalar duyuluyordu. İzmir’in yabancıların oturduğu kesimi yok olmuştu artık. Yerli halktan on binlerce kişi de evsiz kalmış, göçmenlerle aynı duruma düşmüştü. Kimin suçuydu bu? Amerikalı bir gözlemci “Yangını kim çıkardı?” sorusuna yerinde bir karşılık vermişti: “Ya San Fransisko depremini kim çıkardı?”.

 

Lord Kindross

Jenerik

YUNANİSTAN SOSYALİST İŞÇİ (KOMÜNİST) PARTİSİ MANİFESTOSU

 İŞÇİ ÇİFTÇİ VE GEÇİM SAVAŞI VERENLERE

 

Küçük Asya askeri harekâtının yanlışlığını ilk günden itibaren haykıran tek partiyiz. Bu protestolarımızdan dolayı yargılandık. Savaşı protesto edip, Yunan halkı için bir felaket olduğunu,  yabancı ülkelerin çıkarlarına hizmet ettiğini ilk günlerde söyledik ve söylemeye devam ediyoruz. Atina-Pire tüm işçi, meslek sahibi ve geçim savaşı verenleri 20 Mayıs’ta Haksızlığa, adaletsizliğe ve savaşa karşı mitinge davet ediyoruz.

Kahrolsun savaşlar ve halkların arası katliamlar….

Kahrolsun seferberlik ve yeni savaşlar için yapılan şantajlar!

Yaşasın Doğu ve tüm halkların arası barış!

Yunanistan Sosyalist İşçi Partisi

 

 

 

 

Oktay Gökdemir: 19.yy Sanayi Devrimi’ni gerçekleştirmiş kıta Avrupa’sı ülkelerinin dünyayı hammadde alanları olarak yeniden paylaşımına sahne olduğu bir yüzyıl aslında.Tabi Sanayi Devrimi süreci içerisine girmemiş klasik İmparatorluk modelleri ki bunların içerisinde Osmanlı İmparatorluğu kapsadığı coğrafya itibari ile Avrupa’nın iştihanı kabartan önemli bir ham madde ve pazar alanı olarak görülüyordu.

Propaganda çalışmaları : ****Yunanistan’ın bağımsızlığından itibaren Anadolu içlerine gönderilen Yunanlılar ile Helenizm propagandası yapıldı. 1908 yılında Jön-Türk devrimcilerinin ortak Osmanlı vatanındaki tüm milletlerin kardeşliği ve ilerlemesi yönündeki çağrısı sonuçsuz kaldığı gibi, o zamana dek korunmuş olan birlikte yaşama tarzları da ileriki yıllarda yok oldu.

Köklüce Köyünden İlias Kurkulis

Türklerle gayet iyi anlaşıyorduk, sık sık görüşüyorduk, mülklerimiz birbirine komşuydu.Ortak eğlencelerimiz vardı.Anayasadan sonra ilişkilerimiz yavaş yavaş bozulmaya başladı, özellikle de Birinci Dünya Savaşın’dan sonra. Kıyımlar başladı, fanatizm başladı. Özellikle eğitimli insanlar propagandalarıyla halkı fanatikleştirdiler.

Türkler ve yunanlılar bölgedeki çoğunluğun kendilerinde olduğunu kanıtlamak için farklı eylemlere girişirler. Her iki taraf ta propaganda yayınları yaparlar ve aynı zamanda bölgenin Türk ya da Yunan karakterini kanıtlamak için fotoğraf ve sinema gibi yeni medyalara başvururlar. Örneğin İsviçreli ünlü fotoğrafçı Fred Henri-Paul Boissonnas’nın 1919’da İzmir üzerine yayımladığı albüm Yunan hükümetinin siparişi üzerine hazırlanmıştır.

Oktay Gökdemir : Ekim 1918’den Mayıs ayı ortalarına kadar geçen bu mütareke dönemi süresince hem imparatorluk içerisinde mütareke name sonrası ortaya çıkan tartışmaların yoğunlaştığını, hem de mütareke namenin 7. Maddesi hükümleri gereğince de itilaf devletlerinin, başta Anadolu coğrafyası olmak üzere Osmanlı imparatorluğu topraklarını birer birer işgale başlamış olduğunu görüyoruz. Aslında bu işgal planları savaş içerisinde yapılan gizli anlaşmalarla daha çok önceden belirlenmişti.  ????? Sen Jan Moren gibi anlaşmalarla itilaf devletleri Osmanlı coğrafyasının nasıl paylaşılacağını 1. Dünya savaşı sona ermeden kendi aralarında kararlaştırmışlardı.

 

İzmir’İn işgali: Tanıklıklar….

Pantelis Kapsis

“- İşte! Göründüler…Geliyorlar.

Bu bağırma kalabalığı hareketlendirdi. Gözler yaşardı. İnsan denizi öne doğru hareketlendi.Olanak bulsalar deniz üzerinde ilerleyecek ve değerli yiğitleri (Yunan Askerlerini) kucaklayarak karaya dek çekeceklerdi. İtilaf devletleri birleşik donanmasının karaya çıkardığı mangalar takviye edildi. Ve çok zorlukla Kordon’un Pasaport’tan Fransız konsolosluğu binasına kadar bölümü açık tutmayı becerebildiler.

CEMİLE AYTAÇ (Emekli Öğretmen)

Ve iki saat sonra, üç saat sonra onların efsun askeri dedikleri, ayakları çarıklı, pilili etekli, Yunan mahalleleri dolaşmaya başladılar. Kimse dışarıya çıkamıyordu tabi. Ve birkaç gün sonra zaten idari örfi ilan edildi, bütün evlerin kapılarına fenerler konuldu ve bütün İzmir şeylerini, evlerini arayarak silah arıyorlardı, dolaşıyorlardı.

 

Pantelis Kapsis

Sabah sisleri dağılmıştı ve özgürlüğün güneşi İzmir Körfezinin denizini aydınlatıyordu.Işınları Metropolitin tacında pırıldıyordu.Hirsisostomos, imparator rütbesindeki din adamlarına özgü giysisi üzerinde, yanı başında ona bağlı din büyükleri ve Yönetici Yaşlılar Kurulu üyeleri, Avcılar kulübü önündeki rıhtım bölümünde, özgürlük getiricileri kutsamak için bekliyordu.1/38 Evzon alayının erleri karaya çıkmaya başladılar.En önce sancak, onu alayın komutanı Yarbay D.Staurianopoulos izliyor. Benzi o kadar solgun ki, sanki kanı olmayan bir insan gibi; o kadar heyecanlı ki başı dönüyormuşçasına sallanıp duruyor.

Metropolit yaklaşıyor ve etkileyici bir ses tonu ile onu kutsuyor;

  • Tanrı adına gelen kişi kutsanmış ola…

LAMİA ÖZDEMİR ( Emekli Öğretmen )

Yunanlılar’dan. Efsun askerleri o püsküllü ayakkabıları falan vardı, kısa  pantolon giyerlerdi, mavi beyaz. Zaten Karşıyaka’da bütün sokaklar, bütün yollardaki ağaçlar hepsi mavi beyaz olmuştu. Ve bayrak (öne eğiliyor) bizim mahsenlerde yeri, toprağı kazar içine saklardı büyükannem. Biz arada sırada çıkarır bayrağı görür, öper gene kapardık torbayı.

Papayoakim Pezmacoglu

Saat 4’de Torbalı İstasyonuna vardık. Burada da demiryolunun bir hattı Ödemiş, Bayındır, Tire’ye doğru ayrılır. Torbalı’da yarım saat bekledik. Ne felaket, Tanrım! Türkler düşünceli, Hristiyanlar keyiften sarhoş tam çıldırmış.İstasyonun hemen arkasındaki bir kilise, Yunan Ordusunun gelişi beklenmeden, Yunan bayrakları ile bezenmişti! Kilise çanları aralıksız çalıyordu.Gerçek anlamda sarhoş bir papaz, beni görür görmez bana söyle diyerek davette bulundu.

  • Aşağıya in meslektaşım, Yunanistan’ımızın ve Venizelos’umuzun sağlığına içmek için sana ikramda bulunayım.

LEBİBE SAKIZLIOĞLU

Efendim, ben 9-10 yaşlarında falandım. O devirde Yunan işgal etti İzmir’i. Çok büyük hasar oldu. Bütün insanlarımızı denizde boğdular, öldürdüler. Kimisinin hiç çocuk girmedi. Çocuğuz  görmedim. Çocukları görmedikleri için. Pepeliğim de var ya. Hastalıktan oldu bu şimdi.

 

İşgal Günleri:

Futbol…Reklamlar vs..

SEKE … Rizospastis

ALİ RIZA BERKEM

Biz 3 yıl 4 ay Yunan işgalinde kaldık. Rahmetli babamıza, bu gavurlar, o zaman Rumlara gavur diyorduk, hep burada mı kalacaklar diye sorduğumuzda, bize Mustafa Kemal Paşa adında bir kumandanın, Yunanlilarla savaştığını bir gün bizi muhakkak kurtaracağını…

CEMİLE AYTAÇ (Emekli Öğretmen)

En şeyime dokunan, içime dokunan vaka, Kordon’a gidemezdiniz, işgal senelerinde. Ve bir kere annemle beraber Kordon’a gittim, onu hatırlıyorum. Birşey icabı oradan geçtik. Binaların en üst katından yolcuların yüzüne sürülecek kadar büyük bandıra diyorlardı, Yunan Bandıraları asılıydı, o Kordon’da. O şeyi de hiç unutmam. Bana çok tesir etmişti, çocukluğumda bu hadiseler. Mütemadiyen isterdim ki, bir an evvel Türkler gelsin, nitekim o oldu.

BAHATTİN TATIŞ

Biliyorsunuz Yunanistan, Yunanlılar’ın işgali altındaydı. Annem beni küçük yaşımda elimden tutar, Bahri Baba Parkı’na götürürdü. Hayal meyal hatırlıyorum. Bahri Baba Park’ında Yunan askerlerinin silahlarını çalıp, tahrip ettiklerini, hayal meyal hatırlıyorum ve İzmir şehrinin sahili, İzmir Limanı körfezinde muhtelif gazinolar vardı. Bu gazinolarda Yunanlılar böyle eğlenceye düşkün insanlardı.

Yunan şarkılarını söylerler, terennüm, terennüm ederlerdi. Sadık Bey bahçesinin karşısında bizim Türk Koleji’nin yerleştiği bu sahanın tam karşısında bir Sadık Bey Bahçesi vardı. O şeyin, Devlet Tiyatroları’nın bulunduğu yerde de, Bahri Baba Parkı’nın karşısındaki bulunan yerlerde gazinolar vardı.

LAMİA ÖZDEMİR ( Emekli Öğretmen )

Eee Türk evlerinin kapılarında fener asılıydı. Yunan o efsun askerleri, istedikleri anda o fenerli kapıyı çalar, içeriye girerler, ne isterlerse yaparlardı. Kadınları soyarlar, ederler, oynatırlar, içerler, kalkarlar öyle giderlerdi. Kimseye şikayet etmek hakkımız yoktu.

 

MUSTAFA NAZİF DELEN

A: 388 01:36:31:04 – 01:38:40:03

C: Valla işgal günlerine ait hatırladığım en mühim şey, o demin bahsettiğim Tellal Topuz (duraksama) bu akşam şey saatini hatırlamıyorum, şu saate gelecek trenle esir alınmış olan Mustafa Kemal’le Türk esirleri…ri getirilecektir…tir, görmek isteyen istasyona…na gitsin diye…ye haber yayınladı. Bu tabi Türkler için çok kötü bir şeydi. Iı (duraksama).. Eve kapandık. Ben ıı babamla balkondayım…ım. Perdelerin arasından…dan görüyorduk. Iı Müthiş bir ıı … bir gürültüyle, yaygarayla akın akın istasyona…na gittiler; Rumlar Ermeniler.

(duraksama) Biraz sonra bir tren sesi, tren düdük sesi…si duyduk. Beklenen tren demek istasyona gelmişti. Fakat o düdük sesinden sonra (duraksama) o müthiş heyecanla…la, gürültüyle…le giden Rumlar, Ermeniler…ler başları eğik ı… hiç ses çıkarmadan, sessiz sedasız, üzgün bir vaziyetle döndüler. Sonradan öğreniyoruz ki ıı …esir edilen Mustafa Kemal ve Türk askerleri değil, yaralı Yunan askerlerini… (dili sürçtü) …ni getirmiş tren. (duraksama) Yani işgal zamanına ait bende kalan en canlı, en mühim…im hatıra budur.

 

 

Türk Ordusunun Gelişi….

AHMET ÖZTEKİN ( ÇİFTÇİ- TÜCCAR) – SALİHLİ

5 Eylül sabahı Yunanlılar daha Salihli’de, 4 Eylül’ü 5 Eylül’e bağlayan gece Salihli’nin üzerinde başladı ışıklar, alevler görünmeye. Salihli’yi yaktılar gece. Salihli’den bir heyet gidiyor. Fahrettin Paşa’nın oraya geldiğini. (?) demiş köy yakındır buraya. Onun üstünde hemen Fahrettin Paşa’nın kolordusu. Paşam Salihli’yi yakıyorlar, kurtar filan. Paşa da diyor ki, giden adamın birisi anlattı bana bunu, piyade daha (?), biz şimdi piyade gelmedi, bize yaklaşmadan Salihli’ye giremeyecek. Valla sabaha kadar Salihli’yi yaktılar. Salihli yandı olduğu gibi. Sabahlan saat 9’da Alaşehir tarafından bizim toplar, şurda şimdi gazino falan var, orda Tepe Gazinosu derler, o taraftan da Yunan topları bize doğru, Alaşehir’e doğru ateş ediyor.

ELİF YILDIZ – UŞAK

Şey söyledi. Mezar gediğinden çıktı, “kapınıza geldik kapı kapalı, önünüze topladınız körü topalı, binbaşı geldi eli sopalı, kudurup gideydi Yunan  kralı” dedi , Atatürk söylüyor bunu köylüye, bizim köylüye. Kapınıza geldik kapı kapalı diyor, önünüze topladınız körü topalı diyor, binbaşı geldi eli sopalı diyor, kudurup gideydi Yunan kralı diyor. Hadi süvarileri içtiler suyu, ayranı bunu söyledi, çekip gittiler gayrı süvarilerle. Tam bir tabur var süvari, atlı. Gittiler Yunan’ın ardından.

Türk Ordusunun İzmire Girişi Girişi

Hristos Solomonidis

Cephe Yıkıldı ! Korkunç haber İzmire bir yıldırım hızıyla geliyor..Melankonik ve kederli bri halde rıhtımda dolaşıyoruz.Deniz bile ölmüş…Gökyüzünde kesif bulutlar Ay’ı örtmeğe çalışıyor.

 

 

 

CEMİLE AYTAÇ

Bundan sonra seneler geçtikçe Yunan Ordusu bozulmaya başladı. Basmane’ye hergün binlerce sefer tren geliyor, boşaltıyor, tekrar gidiyor, Anadolu içlerine herhalde. Onları şeye, Kordon’a gemilere, İngiliz gemilerine, Yunan gemilerine doldurarak kaçırıyorlar götürüyorlar.

Fakat bu arada öyle bir gün geldi ki, götüremiyorlar, o zaman Basmane’nin karşısında şimdi fuar kapısı olan yer, büyük bir meydandı. Boşluktu, bütün dönen o yaralı askerleri oraya doldurdular.

 

LAMİA ÖZDEMİR

Sokaktaki bütün kapıların önünde erkek, kadın dışardalar. Halbuki biz öyle kapının önüne çıkmak falan nemize lazım, biz korkar ödümüz patlardı. Ne oldu diye ben de koşarak teyzemlere geldim, Belkahve’den Atatürk eee M. Kemal İzmir’e girmiş dediler. Ah artık sevincimizi sormayın, anlatamam. Ben hemen tekrar evimize koştum, anneme anlattım, annemi de aldım geldim teyzeme. Çünkü teyzemin sokağı kalabalık. Biraz sonra genç bir erkek, elinde Türk ba.., 3 senede ilk defa bayrak meydana çıkmış bir halde. Soğukkuyu denilen Karşıyaka’nın en eee dibi vardır, bir de iskele, büyük arada bir cadde var, Soğukkuyu’dan iskeleye kadar, beyaz Türk bayrağımız koşmacasına gidiyor. Halk, hepimiz ayaktayız, o caddedeyiz, doluyuz.

Orgeneral Fahrettin Altay’ın anılarından

Sokaklardan geçerken, Rum evlerinden toplu süvarilerin bir ateşe uğramaması için 8 er, ellerinde tüfek, yaya olarak en önde yürüyorlar. Bunlar Halkapınar köprüsünü geçip, Tuzakoğlu fabrikasına yaklaşınca fabrika pencerelerinden ani bir ateşe uğruyorlar;içlerinden dördü yere seriliyor. (Şehitlik)

Jean Schincklin İzmir Kasaba Demiryolu Müdürü Mekburundan…

Ermeniler, Basmane yakınındaki mahallerinde, Türk Askerlerine el bombaları attılar; tabi onlarda buna ateşle karşılık verdi. Özellikle Ermeni kilisesi olduça iyi hazırlanmış bir direnme merkezi halinde…

Yangın…

Final;

Yangın bir yaşam modelinin sonunu getirmiş olsa da, bu model zaten çoktan sarsılmıştı. Ayrıca bu olgu sadece İzmir’e özgü değildir. Akdeniz’deki tüm çoğul şehirler de birbiri ardına yol olmaya mahkumdu.; Selanik,İzmir İstanbul,İskenderiye…Osmanlı imparatorluğunun sonuyla birlikte , önerdiği toplumsal örgütlenme ve gelişme modeli de ölür.İmparatorluğun küllerinden doğan ulus devletler başka değerler,başka özdeşleşme tarzları, başka bir arada yaşama biçimleri savunur. Güçlü milliyetçi duygu ile kozmopolitizm çatışkılı görünmektedir.

Menü